|
I LOVE YOU |
|
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
  Asalet; Boyda değil,soyda İncelik; Belde değil,dilde Doğruluk;sözde değil özde Güzellik;yüzde değil, yürekte olur... Asiller İdare Eder Acizler Şikayet Eder Basitler İftira Eder  “Gel Dersem Gel, Git dersem GİTME!”(… )3 tane nokta . . .3 Nokta aslında anlatamadıklarım, ifade edemediklerim ve söylemeye korktuklarımdır! Hep güzel başlayan harf dizilerinin kötü bir son ile bitişini engellemektir 3 nokta.Seninle yaşadığım rüya gibi güzel anları hep en güzel yerinde kesmektir 3 nokta. Durup dururken gözümün önüne gelip bana sarılışını hatırlamak ve bu sarılışı asla ayrılıkla bitirmemek içindir noktalarım. Asla sana tek nokta koyamadım, çünkü biliyorum hissediyorum bu 3 nokta yerine çok güzel şeyler yazacağım günler gelecek. Sarılışını çığlık atan gözlerinle bitireceğim günler seni senden isteyeceğim günler gelecek. Şimdi git sevdiğim ben yokluğunu bu 3 nokta ile dolduracağım… Git diyorum ya git ama gel! Geçenlerde çok ufak bir yazı geçti televizyonun o koca boşluğundan… Şairin bir tanesi demiş ki; “Gel Dersem Gel, Git dersem GİTME!” benim kızgınlığım git diyişimde o hesap… Çok garibim biliyorum inan ben bile anlamıyorum bazen kendimi… Yanımda olmadığında seni öyle çok özlüyorum öylesine üşüyor ki ruhum isyan edip o an yanına gelesim sana sımsıkı sarılıp ayrılık kelimesini o an yok edesim geliyor, içimde ki tüm hücreler Sen diye haykırırken yanıma geldiğinde sanki hiçbir şey olmamış ve seni hiç özlememişçesine davranıyorum. Oysa! O bakışın o gülüşün… evet yine noktalarım imdadıma yetişti…Anlatamam çünkü… Ah! Bir bilsen ne kadar üzülüyorum bu duruma. Neden yoksun be meleğim? Hadi gel artık inan kızmayacağım gözlerinin bulutlanmasına… Hadi gel meleğim artık aynı anda başlamak istiyorum her söze… Hadi meleğim çık artık yine bi köşeden yine göz göze gelelim…Yüzümdeki bu yorgun tebessümleri canlandır artık… Yüreğim yorgun inan seni özlemekten!Noktalarla olacak iş değil bu yaşamalıyım! Bu noktalar yerine Sen’i koymalıyım…
 



           bunlar son satırlar... Farzet ki bir rüzgardım, esip geçtim hayatından... Yada bir yağmur, sel oldum sokağında... Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim... Belki de bir rüyaydım senin için Uyandın ve ben bittim...

Beni güzel hatırla... Çünkü sevdim seni ben, herşeyini... Sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın... Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini... Beni üzdün, kınamadım... Alışıktım vefasızlığa... El oldun aldırmadım...
  Beni güzel hatırla... Sayfalarca mektup bıraktım sana, şiirler yazdım her gece Çoğunu okutmadım... Sakladım günahını sevabını içimde Sessizce gittim... Senden öncekiler gibi sen de anlamadın...
 
Beni güzel hatırla... Sana unutulmaz geceler bıraktım, sana en yorgun sabahlar... Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım... En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka... Söylenmemiş’’ merhaba’’ lar sakladım her köşeye... Vedalar bıraktım duraklarda... Ne ararsan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda....
  Beni güzel hatırla... Dizlerimde uyuduğunu düşün, saçını okşadığımı... Üşüyen ellerini ısıttığımı... Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne... Alnından öptüğüm dakikaları... Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün... Şaşırtmayı severim biliyorsun... Bu da sana son sürprizim olsun: Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum Beni güzel hatırla
  Sen Sevdâlı, Ben Yaralı...

Sevdim Seni ölesiye, hayatımın Benim olmayacağını bile bile Sevdim.. Sen Sevmesende Sevdim, Sevsende... Karşılık beklemedim Sen Sevdin diye Sevmedim Yüreğini...
Eğer Sevmeyeceksen Beni bırak DOSTUN olayım. Arkadaşın olayım.. Yeterki silme Beni Hayatından... Gözyaşlarımı sahipsiz bırakma.. Yalnız Senin için aksın onlar her zaman.. Yalnız Sana aksın o tertemiz, temiz damlalar.. Masum Gözyaşlarım.. Senin kadar, aşkım kadar masum onlar.. En günahsız, en yalansız onlar.. Ve en kimsesiz.. Onlarda Senin olmaktan Vazgeçmesin.. Bırakma Gözyaşlarımı...

Gözyaşlarım sahipsiz kalmasın.. Yetim, öksüz bırakma onları. Kimsesiz kalmasınlar.. Yıllarca boşuna ağladım, haberim yoktu böyle bir şeyden.. Şimdi tam sebep bulmuşken Sende bırakma.. Yıllarca Seni Sevmişim Ben.. İstediğim Sevdiğim Senmişsin.. Yıllarca Senin için ağlamışım aslında sadece sebebi bilmiyordum.. Şimdi bırak Hayatımı vereyim Sana.. Bırak ömrümü adayayım Sana.. Ama Sevmiyorsan bırak sadece DERT ORTAĞIN olayım... Yine başımı omuzuna yaslayayım.. Yine ağlayayım.. Yine Senin için üzüleyim..

Ben Sevdim AŞK oldu.. Sen Sevsende, Sevmesende Aşk olur yine.. Sevsen de bitmez, terketmez bu BÜYÜ BİZİ.. Geçmez hiç.. Bırakmaz Bizi.. Seni tanımadan Sevdim, Nasıl birisi olduğunu bilmeden.. Çünkü biliyordum RUH EŞİM olduğunu, hissetmiştim daha önce RUH’larımızın tanıştığını..

Karanlıkta gözyüzüne bakıyorum.. MAVİ değil.. Gökyüzü Lacivert olmuş.. Mavi zannettim.. Sahi ne zamandan beri böyle KARANLIK, böyle lacivert Gökyüzü?.. Hep böylemiydi? Ben mi Mavi gördüm herşeyi? Mavi görmekmi istedim Herşeyi? Herşeyi Maviye boyamışım meğer.. O zaman şimdi neden Lacivert Gökyüzü? GECE’mi Sebebi? GECE MAVİ OLMAZ mı? Tekrar başımı kaldırdım Mavi zannettiğim gökyüzüne..
Tutmadı Gözyaşlarımı!!!
ÇÜNKÜ GÖKYÜZÜ MAVİ DEĞİLDİ..















A Dan Z Ye Sen BU AŞK SENİN İÇİN KENDİNİ HARCAR...
 BENİM RAHAT EDEMEDİĞİM YERDE KİMSE İSTİRAAT EDEMEZ KEYFE KEDER KRALINA DEĞİL ALAYINA GİDER...
 KALBİM SANA AİT



BU GÜLLER SENİN İÇİN BU GÖNÜL İKİMİZİN................................................

BİR BÜLBÜL BEYAZ BİR GÜLE AŞIK OLMUŞ...HERGÜN ONU KOKLAR,ÖPREMİŞ.AMA GÜL ONU HEP TERSLER REDDEDERMİŞ.BİRGÜN BÜLBÜL ONA SENİ ÇOK SEVİYORUM DEMİŞ GÜL İSE SEN BANA LAYIK DEĞİLSİN DEMİŞ.BÜLBÜL TAMAM MADEM BEN SANA LAYIK DEĞİLİM VER DİKENLERİNDEN BİRİNİDE KALBİME SAPLAYAYIM SENİN BİR PARÇANLA ÖLEYİM DEMİŞ.BEYAZ GÜL BİR DİKENİNİ VERMİŞ ONA.BÜLBÜL BİR ANDA KALBİNE SAPLAMIŞ.AKAN KANLAR BEYAZ GÜLÜN ÜZERİNE AKMIŞ...GÜL KIPKIRMIZI OLMUŞ VE BUNDAN SONRA BÜTÜN KIRMIZI GÜLLERİN ADI SENİ SEVİYORUM OLMUŞ...
Sen cennete uçtun ama Kokun sinmiş yatağıma odama
Derin derin soluyorum seni
İçime hapsediyorum seni
  Alışamadım bir türlü yokluğuna gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor
Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim

Nasıl yaşarım şimdi ben sensiz Hani bana verdiğin o sözler Hani o gülen masum gözler Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim 
Damla damla süzülüyor toprağa Bizi ancak ölüm ayırır diyordun bana Söyle nasıl kıydın kendine gül bebeğim Seni benden ölüm bile ayıramadı işte Nasıl kıydın kendine gül bebeğim
Kırılsın seni taşıyan bu eller Hani bana verdiğin o sözler Hani o gülen masum gözler Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim
 Dar geliyor bana bu yerler Yaşanmaz oldu kara geceler Kırılsın seni taşıyan bu eller gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim  XXX
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki…
“Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim” diyecektim sana.
Konuşamadım…
Gittin…Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.Ağlayamadım…

Gittin…Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.Anlatamadım…

Gittin…Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.Tutamadım…
Gittin…Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.Kalkamadım…
Gittin…Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım… 
Gittin…Bir şey söyledin mi giderken? “Kal” dememi istedin mi? Son bir kez “seni seviyorum” dedin mi? “Bekle beni döneceğim” diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki.Duyamadım…
Gittin…Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.Kurtulamadım…
Gittin…Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.Yapamadım…
Gittin…Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım…
Gecenin sustuğu an Acıların başlangıcı olur dertli yüreklere Yalnızlığınla baş başa kalırsın Zaman geçmek bilmez gözlerin saate takılır Saniyeleri sayarsın güneşin ışıkları için… İçindeki o dertleri dışarı haykıramazsın Boğazında düğümlenir her söz…. Ağlamak istersin ama ağlayamazsın...

Bir acıydı gelip oturmuştu yüreğime, Yakmıştı ciğerimi, tarifsiz bir şekilde. Ömür boyu çekilen tüm çilelerle, Nezaman gülecek yüzüm söylesene.
Mutluluk uzakta, haram yalnızlığıma, Sevgi dolu yüreğimle kaldım başbaşa, Alıp başımı bir kaçsam çok uzaklara, Kimse olmasa, aşkta hiç uğramasa.
Kader dedim çektim senelerce, Bitmek bilmedi sürdü ömrümce, Gülen yüzüm soldu hep.. niye, Anlamsızlıklarla süslü yüreğimle.
Bir aşktı, bana heyecan veren, Ağlamalar bitti güleceğim derken, Ümit bitmez hep neşeyi ararken, O da kaçtı ben den çok uzaklara.
Bir masaldı hayatım sığmadı kitaplara, Roman olur derken, altüst yaşamımda, Sevmeyi öğrendim sevda yakışmadı bana. Ben kovaladıkça aşkta kaçtı... sonunda.
Bir anofordu aşk, çekti beni içine, Dayanılması güç arzular, hep içimde Gözyaşlarıyla kana bulandı yüreğim, Ağlamak istemiyor artık gözlerim.
 http://www.muziklisiirler.com/5891/muzikli-siirler/sensizligin-resmi/
SEVİLMEK İSTİYORSAN SEVMEYİDE BİLECEKSİN...UÇMAYI İSTİYORSAN DÜŞMEYİDE BİLECEKSİN.KORKARAK YAŞIYORSAN YANLIZCA HAYATI SEYREDECEKSİN........
XXX
HAYKIRDIM DEFALARCA KENDİME NEDEN NEDEN SEVİYORUM DİYE BİLİYORUM YOLLARIMIZ AYRI SENİNLE; SÖZ DİNLETEMEDİM ŞU GARİP GÖNLÜME...
bitanem,hani bir sevdamiz vardiya hep içime sığmaz diye anlatrdım,şimdi o sevda içimde ağlar sessiz sessiz,sensiz sessiz bu gecelere içimde ağlayan bu sevdanin titrek sesine nasıl dayanırım ben sensiz 
  
senin için senin için bu dünyanın ipini çekerim saçlarının bir tek teli için tanımamki herşeyi silerim...
   AŞKI YAŞAYANLAR DEĞİL...BİLMEYENLER UTANSIN
 
SEN CANIMSIN CANIMSIN DAMARIMDA KANIMSIN SENSİZLİK DÜNDE KALDI BÜĞÜNÜM YARINIMSIN...

















    




    
                   

SANA BAKMAK
 Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok
 Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine..
 Sana bakmak Suya bakmaktır Sana bakmak Bir mucizeanlamaktır.. 

Baş başayım hayalinle… Özlemlerimle… Yüreğimle… Senle yoğrulmuş bir yürek bendeki sevgili sana söylenmemiş sözlerle ağırlaşan Yüreğimde biriktirdiğim sözlerime bakıyorum Kanıyor yüreğim Acı çekiyorum Sökmek istiyorum sözleri tek tek Yüreğimden… Ve sana uzatmak… Kanayan sözleri avuçlarımda Sunmak sana… Sonra da çekip gitmek bural 
AŞIK MIYDIM?? O gün benim en mutlu günümdü beni heyecanlandıran birşey vardı içimde bir his sanki ALLAH'ın bana bir ödülüydü
Acaba bu ben miyim?diye düşündüm yoksa benim içimde başka birimi var baktım aynaya kendimi gördüm aman ALLAH'ımyoksa ölmüş müydüm?
Dokundum vücuduma buz gibiydi ama sol yanım alev alev'di olduğu yerden dışarı çıkmak istiyordu kalbim sanki benim değildi
deferime baktım bir şey mi oldu diye? bir kızın isimini gördüm aradım,kalbim birdenbire heyecanlandı,kendi konuşmak ister gibiydi belki de kalbim ona en güzel hediye
istedim gitmesin kalbim ben de kalsın ama sonra çok geç kaldığımı anladım bir de ben gideyim şu kız kim miş?bakayım birden tekrar düşündüm yoksa ben aşık mıyım?  Al...Al Beni De Götür 
Gördüm,gördüm O'nu Gidiyordu uzaklara Yanında neşem, Benliğim yanında, Sevgilim yanında Tutmuş kolundan, Çekiyordu,alıyordu, Alıyordu onu, Hayatımın anlamını, Çekiyordu kolundan Gitmek istemiyordu, Belli bağrıyordu Belli, belli ki, Beni istiyordu Beni istiyordu, İzin istiyordu Zamanımı soruyordu Belli belli ki, Çok uzaklara, Ahirete gidiyordu Beni yalnız koyup, Gidiyordu,uzaklara Hani gitmeyecektin, Hani benimleydin, Hani ölüm bile ayıramazdı, Hani ,hanisini sevdiğimi, Ne oldu böyle, Bıraktın beni Hey sevdiğimi alan, Hey benliğimi neşemi, Alıp götüren! al, Al beni de götür Al beni bu hayattan, Hayattan al sevdiğime, Eşime,diğer yanıma, Götür beni de,götür Hadi! hadi bekliyorum seni...

Hüzün nedir Hüzün nedir dostlar bilir misiniz? Hüzün, yuvasından,düşen bir kuştur Hüzün,bir neşeye ulaşmak için Devamlı çıkılan bitmez yokuştur.
Hüzün,ayrılıktır,kavuşmamaktır Hüzün,gurbet elde siyah gecedir Hüzün,yaslı gönül,konuşmayan dil Suskun dudaklarda,iki hecedir.
Hüzün,karlı dağdan kopup gelen çığ Hüzün,bakmasını bilmeyen gözdür Hüzün,laf söyleyen yobaz hödüğün Dilinden dökülen manasız sözdür.
Hüzün,yağmalanmış arı kovanı Hüzün,bal yapmayan tembel arıdır Hüzün,renk renk açan bir gökkuşağı Mavi,yeşil,erguvan ve sarıdır.
Hüzün,tek kumrudur ağaç dalında Hüzün,bir buhardır,sistir,dumandır Hüzün toplulukta, kalabalıkta Yalnızlık duyduğun bir kısa andır.
Hüzün, göz yaşıdır gül yanaklarda Hüzün, çisil çisil yağan yağmurdur Hüzün,yoktan yere dosta atılan Çıksa izi kalan,balçık,çamurdur.
Hüzün,sonbaharda yaprak dökümü Hüzün,yollarımı kapayan kıştır Hüzün,bir ceylanın zalim avcıya Yolladığı acı,masum bakıştır.
Hüzün,beş yaşında su satan çocuk Hüzün, parasızlık ve yoksulluktur Hüzün,din imanı bir yana atıp Menfaat peşinde kula kulluktur.
Hüzün,gece gündüz kapıyı çalan Hüzün,istenmeden gelen misafir Hüzün,bulduğunu kabul etmeyen Gönüllerde pastır,ellerde kirdir. Kemal Eyüpoğlu  ardan Seni sana bıcevizi kırıp özüne inemeyen hepsini kabuk zanneder aşkım sende benim özüme inemedin inemediğin gibi bilemedin sonrada çektin gittin... kćєhєηηємiη σятaSiηda тєк qüLüSLüк ćєηηєтiмSiη...!!!
Kendimi alı p gitme k…


 " class="menu" target="_blank">vİRÜS VAR SAKIN GİRME
|
 |
|
|
 |
|
Komik yazılar
Sene bin dokuzyüz çift sıfır.
Dedem bilmez ama babam belki bilir.
Günlerden salı, cuma namazından çıktıktan sonra at üstünde yaya bi şekilde harbe gidiyoruz.
Çölde kar diz boyu.
Birden karşıma bi düşman askeri çıktı.
Çektim kılıcımı iki el ateş ettim.
Düşmanı bacağından vurdum, kolumu alçıya aldılar.
Sonra çıktık yola yokuş yukarı son surat hastaneye gidiyoruz.
Arabada damla benzin yok.
Zaten o zamanlar elektrik melektirikte yok.
Mum ışığında televizyon izliyoruz!
Şampiyonlar ligi finali başlamış.
Yoksulluk içindeyiz açmışız 70lik bi tane...
1.)Sene bin dokuzyüz çift sıfır.
Dedem bilmez ama babam belki bilir.
Günlerden salı, cuma namazından çıktıktan sonra at üstünde yaya bi şekilde harbe gidiyoruz.
Çölde kar diz boyu.
Birden karşıma bi düşman askeri çıktı.
Çektim kılıcımı iki el ateş ettim.
Düşmanı bacağından vurdum, kolumu alçıya aldılar.
Sonra çıktık yola yokuş yukarı son surat hastaneye gidiyoruz.
Arabada damla benzin yok.
Zaten o zamanlar elektrik melektirikte yok.
Mum ışığında televizyon izliyoruz!
Şampiyonlar ligi finali başlamış.
Yoksulluk içindeyiz açmışız 70lik bi tane...
2.)Ey haylaz öğrenci! Birinci vazifen,bütün birlerini kurtarmak,bütün öğretmenlere yalakalık yapmaktır.
Sınıfta kalmamanın yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. Sınıfta seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dişi yada erkek, inekler çıkacaktır. Bir gün sınıfta kalacağım diye endişelenirsen, sınıfta kalmamak için bütün kopya çeşitlerini deneyeceksin. Bu kopyalar arkadaşlarının kağıtları yada senin ufak yazıtların olabilir. Kopya vermeyen yada ispiyoncu arkadaşlar, bu dünyada emsali görülmemiş bir işkenceye mahrum kalabilirler. Cebren ve hile ile tımarhaneye benzeyen sınıfın, bütün köşeleri zapt edilmiş, bütün hocalar başında dikilmiş ve bütün inekler sınıf dışarı edilmiş olabilir. Bütün bu eziklikler içinde bile, bütün hocalar çok psikopat bulunabilirler. Hatta bu manyaklar egolarını tatmin etmek için birbirinden kazık sorular sormuş olabilirler.
Ey kopyacının evladı!.. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen,sınav kağıdını doldurmaktır.Muhtaç olduğun bilgi, cebindeki küçük kopyada mevcuttur!
3.) ...:::HaYDaRıN KaRıSıNı iKNa MeKTuBu:::...
Menekşe moru gözlüm, al yanaklım, seni bir daha dövmeyeceğim. Lütfen artık eve dön. Bak Yaşar halıya kustu, kusmuk seni bekliyor. Ayaklarım bugün de hep seni aradı, yıkanmak için. Seni çok arıyorum, bir haftadır akşam rakılarının tadı tuzu yok... Ev sensiz çok ıssız. Gerçi nasıl, nerede yattığımı, kime nasıl çaktığımı falan hiç hatırlamıyorum ama onun sen olmadığını bir büyük rakının sonunda dahi hissedebiliyorum.
Kezban, ben sana aşığım. Eve döndüğün gün, bunu arkadaşlarla kutlayacağım. Sen, kanlar içerisinde evden kaçarken nasıl duygulandığımı bilemezsin. Elimdeki şişeyi, hırsımdan ananın fotoğrafına fırlattım. (Artık duvarları gelince silersin.) Kezban bir de gelirken 2 paket kısa Maltepe getirebilir misin?
Dün Zeynep okula gitmeyip dolma sardı, ben de okeye dönerken dikkatleri dağıtmak için habire dolma yiyip,"yiyin yiyin nefis olmuş" dedim. Nasıl zeka ama.. Zeynep´in tezkeresinde okul ve sınıf kısmını boş bıraktım. Onu da mı ben dolduracağım?
Bu sabah seni kaçırışım aklıma geldi, efkarlanıp bir cıgara yaktım. On dört yaşlarında taş gibi kızdın. Nasıl; Mehmet, Abidin, Ramazan, Yusuf gelip seni döve döve taksiye atmıştık? Peki, seni piknik tüpü ile dövüşümü hatırlıyor musun? Yeni evliydik, bir boğaz gezisi dönüşüydü. Mehmetgiller kapıda bekliyorlardı, sen daha roka bile hazırlamamıştın ve Ramazan içeriden "ROKA!" diye bağırmıştı. Mutfağın kapısını içeriden nasıl kilitlediğimi, ocağın oradan tüpü nasıl kaptığımı falan hiç hatırlamıyorum. O gece Ramazan ´lar gidince sen Yaşar ‘ı doğurdun. Huysuz mu huysuz, koca burunlu Yaşarımı... Bu arada son maaşınla Yaşar ’a don falan aldım...
Artık yuvana dön, asabımı bozma!!!!!!!!!!
...:::KıRMıZı BaŞLıKLı KıZ ''KuRDuN aĞZıNDaN'':::...
Kırmızı Başlıklı Kız" masalını bir de kurdun ağzından dinleyelim :
Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana büyükannesinin evine gittiğini söyledi ama gel de inan. Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere... Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum. Neyse uzatmayayım... Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda "evet o küçük kız benim torunum" dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; "bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha!..." dedim ve anlattım küçük kızla karşılaşmamı... Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben Onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk!.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Neyse bunlar bir şey sayılmaz, daha neler yaptı bilseniz. Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç sorulur mu!... Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. "Seni iyi dinlemek için"... Ama bu sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten burnumu kendime kompleks haline getirdim, öz-güvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler... Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine aldırmamaya çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu yüzüme vurmaz mı! Tabi ki kızdım, siz olsanız kızmaz mıydınız? O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni "seni hain kurt, büyükanneyi yedin değil mi?.." diye suçlamaz mı !.. Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım, O da saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık,kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi. Geçirdiğim büyük korkunun sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün - bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı.
Yeter Artık... Ben Suçsuzum...
...:::TüRK KaDıNıNa HiTaBe:::...
Birinci vazifen bulaşıki çamaşır ve kocana
sahip çıkmaktır.Mevcudiyetinin yegane temeli
budur.Kocan en kıymetli hazinendir. Seni bu
hazineden mahrum etmek isteyecek kaynanan, ve
görümcelerin olabilir. Birgün evliliğini
kurtarmak mecburiyetine düşersen vazifeye
atılmak için bulaşık ve çamaşırı düşünmeyeceksin.
Bu durum elektriğin ve suyun kesildiği anda
ortaya çıkabilir.Evliliğine tecavüz etmek isteyen
kaynanan görümcelerin ve hayatta emsali görülmemiş
bir galibiyetin mümessili olabilirler. Hayatta
kılıbık kocan zor bir ihtimalde olsa başka karılara
göz dikmiş olabilir. Aileniz fakru zaruret içinde
harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey asil Türk kadını
işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen yuvanı
kurtarmaktır. Anasının kuzusu olan kocanı adam
etmek senin elindedir.
İhtiyaç duyduğun merdane dolabın sol üst köşesinde
saklıdır...
|
|
|
Bugün 10 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
|
|